İstanbul 2 No'lu Baro tarafından İstanbul Üniversitesi'nde düzenlenen "28 Şubat Sempozyumu"nda konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Bugün Türk yargısıyla ilgili laf edenler yargı bağımsız değil, taraflı diyenler aslında o 27 Mayıs'ların, 12 Eylül'lerin, 28 Şubat'ların yargısının önünde tüm açıklığıyla söyleyebiliriz ki bugün yargımız her zamankinden daha bağımsız ve tarafsız darbeciden hesap sormaktadır. Bundan sonra da eğer böyle bir şeyi aklından geçirenlerle ilgili zaten teyakkuzdadır, bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın" dedi. Bakan Tunç, "2000'li yılların başına varıncaya kadar parlamenter sistem, koalisyonların, siyasi krizlerin yol açtığı o bunalımlı yıllar olarak tarihe geçti. O dönemde ben de 90'lı yıllarda İstanbul Üniversitesi'nde okudum. Kız arkadaşlarımız derslere alınmadı. Sonrasında tabii 2000'lerin başına geldiğimizde tüm bu olumsuzluklar, bu siyasi krizler ekonomiye de büyük darbe oldu. Ülkenin sırtına 300 milyar dolar ekonomik kayıp olarak maalesef bu millet bu parayı sonrasında ödemek zorunda kaldı" dedi.
AK PARTİ DEĞİŞİMİ
2000'li yılların başından itibaren AK Parti'nin
demokratik hamlelerinden söz eden Tunç, "Anayasa Mahkemesi'nin yapısının daha demokratik, hukuk devleti ilkelerine uygun hale getirilmesi gibi önemli yapısal düzenlemeleri gerçekleştirdik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne adım attık. Bunun yanı sıra anayasamızda temel hak ve özgürlükleri genişleten hak arama yollarını artıran önemli düzenlemeler yaptık. Bilgi edinme hakkının anayasal güvenceye kavuşması gibi özel hayatın korunması, kişisel verilerin korunmasına yönelik düzenlemeler, kadın hakları, çocuk hakları, tüm bunlar darbe anayasasında, anayasamızda sonradan yerini alan hususlardır. Sıkıyönetim gerektiğinde ilan edilebilir diye bir madde vardı onu kaldırdık. Darbelere gerekçe olarak gösterilen bu 35'inci maddeyi kaldırdık" dedi.
28 ŞUBAT'TA YARGI MENSUPLARINI HAZIR OLA GEÇİRDİLER
Bakan Yılmaz Tunç, "28 Şubat'ta Anayasa Mahkemesi Başkanı, Yargıtay Başkanı, Danıştay Başkanı, bütün yüksek mahkeme başkanlarını alıp doğru Genelkurmay'a götürdüler. Askerlerin karşısında hazır ola geçirttiler. Ama 15 Temmuz'da başsavcılar, savcılar koşarak adliyelere geldiler ve hemen gözaltılara başladılar.