Almanya, son yılların en karmaşık kriz süreçlerinden birini yaşıyor. Ukrayna savaşı, enerji krizi ve başta otomotiv sektörü olmak üzere pek çok endüstriyel daralma yaşayan Almanya'da, iç siyasette de büyük bir belirsizlik söz konusu. Üçlü koalisyon hükümetinin içinde yaşanan gerilimler, erken seçim tartışmalarını gündeme getirdi. Ancak bu seçim, yalnızca siyasi krizlerle değil, lojistik sorunlarla da boğuşuyor.
ERKEN SEÇİMİN TARİHİ VE YAZILAN MEKTUP
Almanya'da erken seçim tarihinin belirlenmesine ilişkin tartışmalar sürerken, Alman Seçim Kurulu Başkanı Ruth Brand, hükümete hitaben bir mektup yazdı. Mektubunda, seçimlerin çok erken tarihlere konmaması gerektiğine dair uyarıda bulunan Brand, Ocak ya da Şubat 2025 gibi erken tarihlerde yapılacak seçimlerin ciddi riskler taşıyacağını belirtti. Brand, yeni seçimlerin demokrasinin temel taşı olan dürüstlük ilkelerini zedeleme riskine dikkat çekerek, "Hesaplanamaz riskler" ortaya çıkabileceğini vurguladı.
"YILBAŞI KABUSU" VE SEÇİMİN ERKEN YAPILMASIYLA İLGİLİ ENDİŞELER
Alman Başbakanı Olaf Scholz, Federal Meclis’in feshi için 15 Ocak 2025 tarihini öngörürken, muhalefet partileri derhal erken seçim talep ediyor. Ancak Seçim Kurulu Başkanı Ruth Brand, Noel dönemi ile yeni yılın başına denk gelecek seçim kararlarının seçim sürecini hızla kısaltabileceği ve lojistik zorluklar yaratabileceği konusunda uyarıda bulundu. Bu endişe, seçim belgelerinin hazırlanması, oy pusulalarının basılması ve yurtdışındaki seçmenlere postalanması gibi işlemlerde gecikmelere yol açabileceği kaygısını içeriyor.
"DEVLETİN ÖRGÜTSEL İFLASI" TARTIŞMALARI
Bavyera Eyaleti’nin Dijital İşlerden Sorumlu Devlet Bakanı Fabian Mehring, Seçim Kurulu Başkanı Brand’ın açıklamalarını "devletin örgütsel iflası" olarak nitelendirerek
büyük tepki gösterdi. Mehring, bu açıklamanın, Almanya’daki yönetim boşluğunu ve sistemin düzgün işlemediğini gösterdiğini belirtti.
KAĞIT SIKINTISI VE SEÇİM HAZIRLIKLARI
Bir diğer büyük sorun ise kağıt tedariki. Seçimlerin düzgün bir şekilde yapılabilmesi için gereken seçim belgeleri ve oy pusulalarının basılmasında büyük sıkıntılar yaşanabileceği ifade ediliyor. Brand, "Kağıt ve matbaa hizmetleri için gerekli personel yok" diyerek, seçim hazırlıklarının zamanında tamamlanamama riskini gündeme getirdi.
MUHALEFETTEN "SKANDAL" TEPKİSİ
Ana muhalefet partisinin, Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Sekreteri Carsten Linnemann, Seçim Kurulu Başkanı’nın "yeterli kağıt yok" açıklamasını sert bir şekilde eleştirerek bunun "skandal" olduğunu ve "Almanya’nın içinde bulunduğu durumun bir göstergesi" olduğunu söyledi. Alman Kağıt Sanayi Birliği, ülkedeki kağıt üretim kapasitesinin güçlü olduğunu belirterek bu kaygıları reddetti.
HALKİN GÖRÜŞÜ: ERKEN SEÇİMİ DESTEKLEYENLER ÇOĞUNLUKTA
Son kamuoyu yoklamaları, Alman halkının büyük çoğunluğunun erken seçimden yana olduğunu ortaya koyuyor. Yüzde 65 oranında bir kesim, erken seçime gidilmesini savunurken, yüzde 33 ise Başbakan Scholz’un planladığı şekilde 15 Ocak’ta meclisten güven oyu alarak mart ayında seçim yapılmasını destekliyor.
Anketlere göre, muhalefet partisi CDU/CSU seçimlerden birinci çıkma olasılığıyla öne çıkıyor. Bu da ülkede politik iklimin değişebileceği ve seçimlerin ciddi sonuçlar doğuracağı anlamına geliyor.
Almanya’da yaşanan bu krizler, yalnızca ekonomi ve siyaseti değil, aynı zamanda ülkenin iç işleyişini de sorgulatıyor. Hem lojistik hem de siyasi sorunların birleşmesiyle, Almanya'nın karşı karşıya olduğu seçim süreci, gelecekteki yönetimsel yaklaşımları da etkileyecek gibi görünüyor.