Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi.
Erbakan, günlerdir tartışılan ‘Savunma Sanayi Katkı Fonu’ teklifinin ertelenmesini olumlu bulduklarını ancak bunun yeterli olmayıp hukukla mantıkla izahı olmayan bu teklifin tamamıyla gündemden kaldırılmasını gerektiğini belirtti.
“Milletin sırtına yeni yük yükleyemezsiniz”
Erbakan şöyle konuştu:
“Zaten uçan kuştan vergi aldıkları yetmiyormuş gibi, ‘Kol saatinden vergi alacağım, Scooter’dan vergi alacağım, drone’dan vergi alacağım ve hatta dünyada bir ilk olarak kredi kartı limitinden vergi alacağım…’Bu nasıl bir mantıktır, nasıl bir anlayıştır anlamak mümkün değil… Bırakın ÖTV’si ödenmiş, KDV’si ödenmiş, harcanmış parayı, harcanmamış limitten bile vergi alınması öngörülmektedir. Bu durumun hukukla da mantıkla da izahı mümkün değildir…100 bin TL kredi kartı limitinden 750 lira, sıfır araç satışından 3 bin lira, 2. el araç satışından 1.500 lira, tapu işlemlerinden 750’şer lira almak ne demektir? Vatandaş yaptığı harcamanın, aldığı arabanın ÖTV’sini, KDV’sini, MTV’sini, taşınmazların satışında alım-satım vergisini zaten ödemektedir.Savunma sanayiimiz elbette ki desteklensin, elbette ki gelişsin… Buna kimin itirazı olabilir? Ancak, siz bu kadar israf yaparken, bu kadar kaynağı imtiyazlı holdinglere aktarırken, KKM’a aktarırken, yani bir başka deyişle trilyonları çarçur ederken kalkıp da milletin sırtına ilave bir yük yükleyemezsiniz…”
“Savunma Sanayi için gereken parayı bunları yaparak bulun…”
“Savunma Sanayimiz için gereken kaynağı zaten ekonomik krizi iliklerine kadar hisseden milletten toplamak yerine; israfı önleyerek, lükse şatafata dur diyerek, imtiyazlılara vergi muafiyeti çıkarmayı durdurarak bulun” diyen Erbakan, “İmtiyazlılara vergi muafiyeti ne kadar; 1,65 Trilyon TL… KKM’a harcanan ne kadar; 1,4 Trilyon TL… F-35 Projesinde batırılan para ne kadar? 1,4 milyar dolar yani 48 milyar TL… İsrafa giden para 2 Trilyon TL… Trilyonlarca lirayı buralarda çarçur ederken ekonomik krizden perişan olmuş vatandaşa bu yükü yüklemenize elbette ki rıza gösteremeyiz. Vatandaş zaten % 200 oranında artırdığınız vergilerin, yağmur gibi yağan zamların altında, astronomik enflasyon oranı altında ezilmiş perişan olmuş hala daha vatandaşın cebine elinizi uzatmayın.” şeklinde konuştu.
“Ak Parti’nin oylarının erimesinin sebebi bu anlayıştır”
AK Parti’nin oylarının erimesinin sebebinin ‘Önce İmtiyazlılar’ anlayışının olduğunu vurgulayan Erbakan, şöyle devam etti:
“Bakınız; Milli Piyango ve bahis oyunlarının özelleştirilmesinin ardından, bundan henüz 10 ay önce, Cumhurbaşkanı
Kararıyla, şans oyunlarından savunma sanayiine aktarılan pay yarı yarıya indirilerek %20’den %10’a düşürülmüştür.Bu indirimle birlikte 2024 yılında savunma sanayiine şans oyunlarından aktarılacak gelir 66 milyar liradan 33 milyar liraya düşecektir. Madem Savunma Sanayi için kaynağa ihtiyaç var, öyleyse Milli Piyango ihalesini alan imtiyazlı holdingden savunma sanayii için alınan pay neden azaltılıyor? İmtiyazlı holdingden savunma sanayii için alınan miktarı yarıya düşürelim, bunun yerine vatandaştan vergi alalım…İşte bu anlayış “önce millet” yerine “önce imtiyazlılar” anlayışıdır… Milli Piyangoyu alan holding savunma sanayine fazla para vermesin, ondan fazla kesinti yapmayalım, öbür taraftan gidelim milletin sırtına 70 milyarlık yük yükleyelim.İşte bu anlayış, Ak Parti’nin oylarının kar topu gibi erimesinin sebebi de işte bu anlayıştır…”
“Türkiye’nin kırmızı çizgilerine dikkate edilerek atılacak adımlara destek veririz”
Açıklamasının sonunda son günlerde başlayan yeni çözüm süreci tartışmalarına ilişkin soruya yanıt veren Erbakan, “Biz Yeniden Refah Partisi olarak siyasette kutuplaşmanın ve çatışmanın olmaması gerektiğinin, nezaketin ve zerafetin hakim olması ve centilmenliğin hakim olması gerektiğini kurulduğunuz günden beri ifade ediyoruz.Bu nedenle bu gibi girişimlerin, müzakerelerin faydalı olacağını düşünüyoruz. Ancak tabii ki bu müzakerelerde, atılacak olan adımlarınTürkiye’nin, milletimizin, devletimizin kırmızı çizgilerinin muhafaza edilmesi son derece önemlidir. Türkiye’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü ve tabii ki terör örgütünün uygulamalarına karşı olan tavrımızda herhangi bir değişiklik olması mümkün değildir. Kırmızı çizgilerimizdentaviz vermeden siyaset içerisinde, hukuk içerisinde bu müzakerelerin yapılması elbetteki faydalı olacaktır. Türkiye’nin doğusuyla batısıyla kardeş olduğu ve bir ve beraber olduğu, hem doğusunda hem batısında paylaşımda adaletin, yönetimde adaletin yargıda adaletinolması için yapılacak olan çalışmalara biz de tabii ki olumlu bakarız ve katkı sağlarız.” dedi.
“Laikliğin tanımı açık bir şekilde yapılmalı”
Soru üzerine Yeni Anayasa tartışmalarına da değinen Erbakan, şöyle konuştu:
“Bizim de anayasanın ilk dört maddesiyle ilgili sorunumuz yok ancak bu üç maddenin içerisindeki laiklik kelimesinin bir izahının, açıklamasının yapılması gereklidir. Geçmişte partilerimiz bu kelime yüzünden kapatıldı. Hatta AK Parti’nin kapatılması davasında da aynı bahane kullanıldı. Yine 28 Şubat’ta ‘Laiklik’ ilkesi bahane edilerek yapılan uygulamalar, inanç özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar gibi acı tecrübeler laiklik kelimesinin anlamının açık ve sarih bir şekilde Anayasa’da tanımlanmasını zorunlu kılıyor. Böylelikle laiklik kelimesinin inanç özgürlüğüne, İslami hassasiyetlere karşı bir silah olarak kullanılmasının önüne geçilebilir.”