İran eski Sağlık Bakanı Mesud Pezeşkiyan, 14'üncü dönem cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turunda oyların yüzde 53,7'sini alarak ülkenin 9'uncu Cumhurbaşkanı oldu.
Pezeşkiyan'ın Türk kökenli olduğuna dair yapılan spekülasyonlar seçimler öncesi basında büyük yer tuttu.
Pezeşkiyan'ın, geçmişte yapılan bir röportajda, 'Türk müsünüz' sorusunu şu sözerle yanıtladığı görüldü:
"GURUR DUYUYORUM..."
Muhabir: Bir videoda çok akıcı bir şekilde Kürtçe konuşuyorsunuz. Siz nerelisiniz?
Pezeşkiyan: Ben Azerbaycan'ın Mahabad şehrinde (Batı Azerbaycan'da bir şehir) doğdum.
Muhabir: Şimdi siz Kürt müsünüz, Türk müsünüz?
Pezeşkiyan: Yani siz sözlerimden Kürt müyüm, Türk müyüm anlamadınız mı? En başından beri evde çocuklarımın Farsça konuşmasına bile izin vermedim, Azerbaycanca konuşuyorduk. Kesinlikle Türk olduğumu, Azerbaycan'da doğduğumu söyledim. Babam Türk'tü, annem Türk'tü ve ben Türk olmaktan gurur duyuyorum.
MESUD PEZEŞKİYAN KİMDİR?
İran'da yapılan 14'üncü dönem cumhurbaşkanı seçimlerinde muhafazakar rakibi Said Celili'ye karşı kazanarak ülkenin 9'uncu Cumhurbaşkanı olan Mesud Pezeşkiyan, yalnızca
siyasi geçmişiyle değil, kendine özgü duruşuyla da öne çıkıyor.
Reformist siyasetçi Pezeşkiyan, 29 Eylül 1954'te Mahabad kentinde, İranlı Türk bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi ve Türk kimliğiyle iftihar ettiğini her fırsatta dile getirdi.
Soyadı, Farsçada "Doktorlar" anlamına gelen Pezeşkiyan, Tebriz Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. 1980-1988 yıllarında yapılan İran-Irak Savaşı'nda hem muharip hem de doktor olarak görev yaptı.
Pratisyenlik kursunu 1985 yılında tamamlayan Pezeşkiyan, savaştan sonra Tebriz Sağlık Bilimleri Üniversitesinde genel cerrahi ihtisasını yaparak eğitimine devam etti.
Tebriz Sağlık Bilimleri Üniversitesinden 1993 yılında kalp cerrahisi uzmanlığını alan Pezeşkiyan, 1994-1999 yıllarında Tebriz Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü olarak görev yaptı.
EŞİNİ VE OĞLUNU TRAFİK KAZASINDA KAYBETTİ
Pezeşkiyan, 1994 yılında eşi Fatma Mecidi ve bir oğlunu trafik kazasında kaybetti, geriye kalan iki oğlunu ve bir kızını tek başına büyüttü ve bir daha evlenmedi. Pezeşkiyan'ın bu kaybı ve özveri hikayesi, onu şefkatli ve dirençli bir figür olarak gören İran toplumundaki birçok kişiden sempati ve saygı kazandı.