İslam dininde namaz, huşû ile yani Allah’ın huzurunda bulunma bilinciyle kılınmalıdır. Ancak namaz sırasında abdest sıkışıklığı gibi dikkat dağıtıcı unsurlar, huşûyu bozabilir. Bu nedenle, abdest sıkışıklığıyla namaz kılmak mekruh sayılmıştır. Hadis-i şeriflerde de abdest sıkışıklığı durumunda namaza durmanın yanlış olduğu ve öncelikle bu ihtiyacın giderilmesi gerektiği açıkça belirtilmiştir.
 
SIKIŞIK HALDE NAMAZ KILMAK MEKRUH MU?
Hadislere göre, abdest sıkışıklığı yaşanıyorsa bu durumda namaz kılmak mekruhtur. Abdullah bin Erkâm’dan rivayet edilen hadislerde, Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şu şekilde buyurmuştur: "Biriniz helâya gitmek ister ve o anda ikamet yapılırsa, önce helâya gitsin." Bu hadis, abdest sıkışıklığı varken kılınan namazın huşûsuz olacağını ve kişinin önce rahatlaması gerektiğini açıkça belirtmiştir.
 
YEMEK HAZIRKEN NAMAZ KILINMAZ
Benzer bir hadis, Hz. Aişe tarafından rivayet edilmiştir. Kasım bin Muhammed yemek hazırken namaza kalkınca Hz. Aişe, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in şu sözünü hatırlatmıştır: "Yemek hazırken, büyük ve küçük abdeste sıkışmışken namaz kılınmaz." Burada dikkat çekilen husus, hem fiziksel bir ihtiyacın hem de yemek gibi dikkati dağıtacak unsurların varlığında namazın huşû içinde olmayacağıdır. Bu nedenle namazdan önce yemek yenilmeli ve abdest ihtiyacı giderilmelidir.

HUŞÛSUZ NAMAZIN ZARARI

/> Namazda dikkat dağıtan unsurların başında abdest sıkışıklığı gelir. Sevban -radıyallâhu anh-’dan rivayet edilen bir hadis de bunu destekler: "Üç şey var, onları işlemek hiç kimseye helâl değildir. Abdesti sıkışmışken, rahatlamadan namaz kılmak." Bu hadis, abdest sıkışıklığı yaşandığında namazın huşûsuz olacağını ve böyle bir durumda namaza durmanın uygun olmadığını vurgulamaktadır.
 
İMAMIN SORUMLULUKLARI
Abdest sıkışıklığıyla ilgili hadislerde ayrıca imamlık görevi de ele alınmıştır. Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, bir imamın yalnızca kendisi için dua etmesinin yanlış olduğunu, cemaati de duasına dahil etmesi gerektiğini belirtmiştir: "Bir kimse bir cemaate imam olup, duada cemaati değil yalnız kendini tahsis ederse, muhakkak onlara hıyanet etmiş olur." Bu hadis, imamın cemaate karşı olan sorumluluklarını hatırlatmakta ve dua ederken cemaatin de gözetilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
 
HADİSLERİN IŞIĞINDA NAMAZDAKİ HUZUR
Tüm bu hadislerden anlaşıldığı gibi, namazda huşûnun tam olarak sağlanabilmesi için dikkati dağıtan unsurlardan kaçınılması gerekir. Büyük ve küçük abdest sıkışıklığı, yemek hazırken namaza durmak gibi durumlar namazın manevi atmosferini bozar ve huşûyu engeller. Bu nedenle, önce fiziksel ihtiyaçlar giderilmeli, ardından namaza durulmalıdır. Hadisler, İslam’da ibadetlerin derin bir huzur ve odaklanma ile yapılmasının önemine işaret etmektedir.