“Son 10 yılın alerji salgını olarak besin alerjilerini adlandırıyoruz. Alerjik şok, yani anafilaksi son 10 yılda 7 kat arttı, giderek de artmaya devam ediyor. Açık alanlardaki beslenme, açık büfe kullanımları besin alerjilerinde kazara karşılaşma riskini artıyor. Alerjilerin hem şiddeti arttı hem daha kalıcı olması giderek artıyor. Alerjik şok, maalesef ölümle sonuçlanabiliyor. Çok kısa sürede hastaneye başvurmak her zaman olamayabiliyor. Mutlaka adrenalin otoenjektörlerini hastalarımız yanlarında taşısın, hayat kurtarıcı” ifadeleri ile besin salgının önemine ve ölüme kadar götüren ciddi etkisine dikkat çeken Çocuk İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hikmet Tekin Nacaroğlu vatandaşları özellikle de ebeveynleri aman dikkat diyerek uyardı.
Alerji vakalarında son yıllarda oldukça artış yaşandığına dikkat çeken uzman özellikle yaz aylarındaki beslenmelere dikkat çekti. Dışardan beslenmeye dikkat edilmesi gerektiğini hatta restoran ve kafelerde kullanılan tabak ve çatal kaşıklardan dahi alerjik reaksiyon kapılabileceğini belirten uzman;
“Açık alanlardaki beslenme, açık büfe kullanımları besin alerjilerinde kazara karşılaşma riskini artıyor. Açık alanlarda satılan yiyecekler, içecekler içerisine arı venomları girebiliyor. Mutlaka bu konuda ebeveynlerimizin dikkat etmesi gerekiyor. Dışarıda
yemek yediğimizde restoranlara bilgi vermemiz gerekiyor. Ne zaman, nerede, nasıl karşılaşacakları belli olmayabiliyor. O yüzden adrenalin otoenjektörü hayat kurtarıcı. Son 10 yılın alerji salgını olarak besin alerjilerini adlandırıyoruz. En önemli risk faktörlerinden bir tanesi; işlenmiş, genetiği değiştirilmiş besinlerin kullanımı, besinler içinde tatlandırıcı, koruyucu maddelerin kullanımı, sezaryen doğum, antibiyotik kullanımına bağlı bağırsaktaki iyi bakteri çeşitliliğimizin azalmasının besin alerjisini giderek arttırdığını gösterilmiş.
Diğer önemli bir husus yeni yapılan bir çalışma sonucu ortaya çıkan özellikle bu sanayi tipi, dışarıda restoranlarda, endüstrinin kullandığı bulaşık makinelerinde yüksek konsantrasyonda deterjan kullanılıyor ve çok kısa sürede bulaşıklar yıkanıyor. Buna bağlı olarak da tabaklar, bardakların üzerinde yüksek miktarda bu deterjanlar kalıntılar olarak kalıyor. O tabakları, bardakları kullandığımızda maalesef deterjanları bir miktar almış oluyoruz. Bu deterjanları ağız yoluyla aldığımızda hem yemek borumuzda hem bağırsaklarımızda bariyerler bozularak besin alerjisi giderek daha sık görülmeye başlanıyor. Evde de deterjan kullanımında yıkama sonrası su ile tekrar bir durulama yapmak bu gibi zararlı etkenlerden uzak durmak açısından bize yol gösterici olabilir" ifadelerini kullandı.